Datça Bademçiçeği Festivali- Marmaris Ve Muğla Turu- Mergez Macera Turizm Özel 2026, Mergez Macera Turizm

Tur DetaylarıMERGEZ TOURİSM

14-15 ŞUBAT 2026 DATÇA BADEM ÇİÇEĞİ FESTİVALİ TURU- BU TURDA SADECE DATÇA DEĞİL MARMARİS VE MUĞLADAN SEÇİP GEZİ LİSTEMİZE EKLEDİĞİMİZ ÇOK GÜZEL YERLER MEVCUT

Turumuz Marmaris merkezde 1 gece konaklamalı olarak gerçekleştirilecektir. Çok çok uygun fiyat. Sevgiler günü özel.

Badem çiçeklerini açtıran nedir diye sorarsanız, aşktır deriz. Demophon'un badem ağacına dönüşmüş Phyllis'e sarıldığında dallarının çiçek açması gibi, Datça'da bulutların dağlara, toprağın denize, rüzgarların teknelerin beline sarılması gibi Datça'nın insanı da doğaya sarılır aşkla. Bu aşkın gücüne dayanamaz bademler, açıverir çiçeklerini. Çünkü önümüz bahardır, önümüz aydınlıktır, berekettir.

Sabırsız çiçekleri selamlar dünyayı ve insanı emekten, güzellikten, kardeşlikten yana olan. Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bir araya gelir insanlar, gönüllerde de açar badem çiçekleri. Balıkaşıran'dan Knidos'a kadar köyler şöyle bir silkinir, türküler söylenir, kol kola girilir, oyunlar oynanır. Yüz yaşında nineler doğrulur, maniler söyler toprağa, doğaya, bademe dair, çiftçi tarlasına adımını atar, kadınların yanakları pembeleşir, çocukların daha bir kanı kaynar. Yarımada şenlenir, bir curcuna başlar.
Bir çiçeğin açması nedir? Düşündünüz mü hiç? Umuttur her şeyden önce, geleceğin müjdecisidir. Uyanıştır; kışın uyuşukluğunu, ölü toprağını atmaktır üstümüzden. Berekettir; toprağın, güneşin, yağmurun cömertliğidir. Doğumdur; yaşamın enerjisini hissetmektir.

İnattır; her sene bıkmak bilmeden dirençle gözlerini açmaktır. Bir çiçeğe bakıp kötülük düşünebilir mi insan? Karalar bağlayabilir mi, kendini yılgın hissedebilir mi?
Şimdi biz de bir badem fidanı dikiyoruz bu kadim topraklara. Ağacımızı büyüteceğiz. Soğuğa dayanaklı tomurcukları açacak, kökü derinlere erişecek. Çiçekleri dünyaya gülümseyecek. O ağacın gölgesinde hepimize yer olacak, sana bana, toprağa ve hayvanlara. Bu bir niyettir; buluşma heyecanı, paylaşma mutluluğu, kardeşçe sarılmanın huzuru, topraktan fışkıran yaşama neşeyle gülümsemenin özlemidir. Çağrımız sanadır, toprağa ve geleceğedir.

Sizleri belirtilen duraklardan aldıktan sonra 2 yada 2buçuk saatte bir molalar ile sabah Datça'ya yakın bir bölge yada daha gerisinde belirleyeceğimiz restoranımıza hareket ediyoruz.

Sabah mahmurluğumuzu atmak ve ekstra kahvaltımızı almak üzere restoranımıza gidiyoruz (Size ait). Kahvaltımızın ardından Akdeniz ile Ege Denizinin birleştiği nokta olan Datça’ya hareket ediyoruz. Datça’nın girişinde yer alan Kızlan mevkiindeki Tarihi Yel Değirmenleri (Panoramik) gördükten sonra kültürel değerlerini yitirmemiş olan Hızırşah Köyüne hareket ediyoruz.

Köyün girişinde bulunan Beylikler Döneminden kalmış olan Tarihi Camii ziyaret ettikten sonra adı Can YÜCEL ile özleşmiş Eski Datça’ya varıyoruz.

Eski Datça’da Taş Binalar arasında yürürken Can YÜCEL’İN evini de görüyoruz. Köy kahvesinde kahve molamızın ardından Badem Çiçeği Festivali'nin düzenlendiği Yeni Datça’ya gidiyoruz. Çeşitli etkinliklerle geçireceğimiz keyifli vaktin ardından otelimize yerleşmek için Marmaris'e hareket ediyoruz. Konaklama otelimizde.

Not: Tur cüretine konaklama ve otelde 1 Kahvaltı dahildir. Akşam yemeği için Marmaris merkezdeki otelimizin çevresindeki restoranlardan alabilirsiniz(Size ait).

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında(Tur ücretine dahil), sırtını yemyeşil dağlara, eteklerini masmavi sulara yaymış sessiz, huzur dolu, Sakin Şehir unvanına sahip olan Akyaka’ya ulaşıyoruz. Ağaçlar ve sazlıklar arasından süzülerek Gökova Körfezi’ne akan doğal bir akvaryum gibi olan Kadın Azmağında küçük bir motor turu (Ekstra) yapıyoruz. Koruma altına alınan bu bölge kahverengiyle, yeşilin ahenginin olağanüstü olduğu, yaz ortasında bile suyun sıcaklığı 8 dereceyi geçmemesi, şiirsel güzellikteki su altı bitki örtüsü, elinizle tutuverecekmiş hissine kapılacağınız balıkları, kaplumbağaları, üzerinde süzülen ördekleri sizleri kendisine hayran bırakacak.

Sokaklar arasında kısa bir gezintinin ardından eski Türk filmlerin çekildiği mekânlardan biri olan devasa okaliptüs ağaçlarıyla çevrili eski Marmaris yolunda fotoğraf molası veriyoruz. Sonrasında Muğla Şehir merkezine hareket ediyoruz. İlk olarak eskiden önemli bir ticaret merkezi olan günümüzde ise el dokuması halıların satıldığı Yağcılar Hanı’na gidiyoruz. Sonrasında yöreye has tahin helvasının tadına bakmak için kısa bir lezzet molası veriyoruz. Saatli Kuleyi gördükten sonra Konakaltı Hanı'nı ziyaret ediyoruz. İki katlı hanı dışarıdan fotoğrafladıktan sonra yaklaşık 200 yıllık önceleri Şerefliler Ailesi’ ne ait olan yapı olan Menteşe Belediye Kültür Evini geziyoruz.

Muğla şehir merkezinde son durak noktamız ise 1923 yılına kadar Türk ve Rum azınlığın birlikte yaşadığı Saburhane Mahallesi olacak. Mahalle 400’ e yakın tescilli evi 170’e yakın sivil mimarlık örneği yapısı, 100’e yakın sokağı, eski hanları, şadırvanları arastası, meydanları ve camileriyle örnek bir Kentsel Sit alanıdır. Yürüyerek mahalleyi gezip fotoğrafladıktan sonra Ormancı Türküsünün çıkış noktası olan Gevenes Köyü (Çaybükü’nde) Belen Kahvesine hareket ediyoruz. Çay molamızın ardından Mersin'e dönüş yolculuğuna başlıyoruz.

Aşağıdaki foto Yağcılar Hanı.

Birbirinden güzel harika unutulmaz anılar ile dönüşe geçiyoruz. 15 Şubat 18.00 gibi Belen kahvesinden hareket ettiğimizde tahmini 16 Şubat Pazartesi sabah 05.30 Tarsus'a, 06.00 gibi Mersin'e ulaşmış oluyoruz.

Öğle yemekleri: Festival günü festival alanında vereceğimiz serbest zamanda yiyebilirken dönüş günü güzel bir restoranda yiyeceğiz(Size ait).

Hareket Yerleri Ve Duraklar:

19:00- Eski Mezitli Belediyesi

19:10- Vipol Karşısı (Yönümüz Tarsus istikametine doğru)

19:15- Vatan Biligsayar Karşısı

19:20- Navona Otel Önü

19:25- Eski Devlet Hastanesi Durağı

20:00- Tarsus Nusret Mayın Gemisi Karşısı (Ebiri Patiseri Önü)

Ücrete dahil olan hizmetler

* Mersinden ulaşım

* Marmaris Merkezde ki Otelimizde 1 Gece Konaklama

* Otelimizde 1 Sabah Kahvaltısı